


Merhaba Günce..Orada bahsettigim eylem bicimiyle ilgili... bu aralar gercekten aktivizm ve eylem pratikleri uzerinde dusunuyorum da.. sadece politik söylem ureterek, politik yazarak, dusunce ureterek, politik guncel sanat urunleriyle ve sokakta yapilan eylemlerle bir yere varilabilecegine inanmiyorum. bunlar tabi ki de yapilmali. ama insanlar hayatlarinda bir seyleri degistirebilmeyi, sahip olduklari ayricaliklardan vazgecmeyi goze almadikca bir sey degismeyebilir.buraya nereden vardim.. bir mimar var Rem Koolhaas diye. cok ünlü, akıllı, uretken, arastıran, cagdas kultur, ekonomi uzerine harvarda ogrencileriyle, hollandada kurduğu think tank AMOyla ciltlerce kitap yazan, analiz yapan bir adam. bunu 1970lerden beri durmadan yapiyor. ama bi yandan da Pradanın en prestijli mağazsını tasarlıyor, çinde devasa tv binasını gökdeleni, sadece yerçekimine nasıl meydan okuduğunu ispat edebilmek için, güç ve para temsilleri, kendi deyimiyle "arzu nesneleri" inşaa etmeye devam ediyor. yani bu adam uç bir örnek ama bence bazı entellektüellerin ve aktivistlerin kısır döngüsünün bir örneği..
diger yanda Arundhati roy var, bu kadın mimarlık egitimi almış fakat mimarlık yapmayı seçmemiş, çünkü mimarlığın sadece kapitalist sisteme mahkum olduğunu ve başka türlü bir pratiğin mümkün olmadığnı düşünüp kendini sadece yazarak ve araştırarak politik aktivizme odaklamış.
biri daha var.. Shigeru Ban, japon bir mimar ve gerçekten insanlara sisteme dahil olmadan farklı bir mimarlığın mümkün olduğunu gösteren işler yapıyor. yaratıcılığını parlak yüzeyler, pahalı malzemelerle arzu nesneleri yaratarak değil, çok basit fakat orijinal fikirler üreterek yapıyor. ve rem koolhaastan da Arundathi roydan da çok daha az söz söylerek pratikte daha byük bir değişim sağlıyor. rem koolhaas kadar çok para kazanamıyor ve egosunu tatmin edemiyor tabi ama işte gerçek bir aktivizmin odak noktası da bu sanırım. bir şeylerden vazgeçmek ve politik eylemi bütün yaşamımıza yedirmemiz gerek. ve elimizdeki araçları, mesleklerimizi arundathi roy gibi bırkarak değil onları Shigeru Ban gibi dönüştürmenin yollarını bularak. neyse bu benim kişisel olarak kendi mesleğimle ilgili duyduğum rahatsızlıkla ilgili, fakat işte artık galiba devrim ya da değişim denebilecek şeyin böylesi mikropolitiklardan geçtiğine inanıyorum. Melodi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder